Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasınıdava şartı haline getiren Kanun Teklifi’ne (“Kanun Teklifi”) ilişkin bilgilendirme notumuzu daha önce sizlerle paylaşmıştık. Bahsi geçen Kanun Teklifi,7155 sayılıAbonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun (“Kanun”)kapsamında; 19 Aralık 2018 tarihli,30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yasalaşmıştır.
Kanun, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na yaptığı eklemeyle, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın usulden reddine karar verileceğini hüküm altına almıştır. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkeme davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderecektir. Arabulucuya başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süreler işlemez.
Arabuluculuk başvuruları uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır. Arabulucu, komisyon başkanlarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir ve tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları halinde seçilen arabulucu görevlendirilir.
Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, delilleri ile birlikte arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Yetki itirazı ilgili sulh hukuk mahkemesi tarafından bir hafta içinde kesin olarak karara bağlanır. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir. İtirazın kabulü halinde ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulur; bu takdirde yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca genel kural olarak arabulucu başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta içinde sonuçlandırmalıdır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla 1 hafta uzatılabilir.Ancak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine yapılan eklemeyle ise, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculara başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 6 hafta içinde sonuçlandırma yükümlülüğü getirilmiştir. Bu sürenin ise zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla 2 hafta uzatılabileceği belirtilmiştir.
Arabulucu, taraflara ulaşılamaması veya taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması ya da tarafların anlaşması yahut anlaşamaması hallerinde faaliyetini sona erdirir ve son tutanağını düzenler. Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyeti sona erer ise; toplantıya katılmayan taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur, ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine de hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları halinde arabuluculuk ücreti aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Tarafların iki saati aşan görüşmeler neticesinde anlaşamaması halinde ise, iki saatlik ücret tutarı Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir, aşan kısma ilişkin ücret ise aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır.
Dava açılmadan evvel ihtiyati tedbir kararı veya ihtiyati haciz kararı verilirse ilgili kanunlarda düzenlenen dava açma süresi arabuluculuğa başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar işlemez.
Özel kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yönteminin uygulanacağına ilişkin hüküm bulunan hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa başvurmak zorunlu olmayacaktır.
Kanun’unticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.